Adaptasyon; canlıların bulundukları çevre ile hayatta kalma mücadelesi için gösterdikleri dirençten sonra alışma biçimidir. Bir diğer şekilde hayatta kalma yolunu arttıran kalıtsal durumların tümüne denir. Herhangi bir canlı bu kalıtsal özelliklere sahip olduğu zaman hayatta kalma şansı da artmaktadır. Bu durumda bu türün yok olma durumu da minimuma inmiş olur. Bu özelliklere sahip olan canlıların nitelendirildiği tanımlardan biri de adaptif yani uyabilen terimidir. Adaptasyon, doğal bir seçimin sonucuyla doğru orantılıdır. Daha iyi anlaşılabilmesi açısından doğal seçilim üzerine de bazı noktalara değinelim. Adaptasyon sürecinde doğal seçilimle seçilen özelliklerdir diyebiliriz. Yani adaptasyon, çevrenin etkisi ile oluşan bir şey değildir.
Adaptasyon’da Doğal Seçilim
Doğal seçilim kavramının anlaşılması için yine canlı yaşamından bahsedelim. Örneğin bir çita sürüsünden kaçmakta olan geyiklerden daha hızlı kaçanlar hayatta kalma şansını yakalamaktadır. Ama yavaş kaçan geyiklerin hayatta kalma mücadelesi kalmayarak çitalara yem olmaya mahkum kalacaklardır. Bu sebeple de zaman zaman yavaş koşan ve çelimsiz geyiklerin de popülasyonu azalmaya başlar. Bu doğal seçilimden sonra hızlı koşan geyikler adaptif canlılar diye isimlendirilir. Bu durumda herhangi bir türün değişiminden bahsetmek mümkün değildir. Yani tür değişmez. Canlı yine aynı şekildedir.
Adaptasyonun Önemi
Adaptasyon, canlıların türlerinin kalıtımlarını gelecek nesillere aktarmasında oldukça önemlidir. Dolayısıyla da yapısal, fizyolojik ya da davranışsal olabilmektedir.
Yapısal Adaptasyon için örnek olarak vücut şekli, deri rengi ve vücut örtüsü örnek verilebilir. Davranışsal adaptasyon için ise fototropizma örneği verilebilir. Fototropizma, bitkilerin ışığa doğru göstermiş olduğu hareketler bütünüdür. Fototropizma için ay çiçeklerini de örnek olarak verebiliriz.
Son olarak fizyolojik adaptasyon için verilecek örnek; sümüğün salgılanması, zehir üretimi yapmak, homeostaz vb. biyokimyasal sistemlerdir.
Genetik Varyant
Genetik varyant durumu önceden de var olan bir şeydir. Bu yüzden de onu taşıyan kişiye herhangi bir avantaj sağlaması için bulunmaktadır. Esciherichia coli mikroorganizmasında süregelen bir farklılığın antibiyotiğe karşı direnç gösterdiği, genetik varyant kavramının daha önceden de olduğunun kanıtlarındandır. Canlılar, çevrelerine karşı herhangi bir uyum sağlayamadıkları zaman bulunmuş oldukları ortamda kalmazlar. Bu ortamlardan ya giderler ya da soyları tükenmeye başlar. Soyun tükenmesi denilen durum ise ölüm hızının doğum hızından daha da fazla olduğunda gerçekleştiği durumdur.
Adaptasyon Örnekleri
Çöl Tilkileri: Isı kaybettikleri için kulak ve kuyrukları uzundur
Kutup ayıları: kutup bölgesinde yaşayan bu ayıların yağ oranı, ekvatorda yaşayan ayılara göre çok daha fazladır. Yağ oranının fazla olması ise soğuğa karşı daha fazla direnç demektir. Kutupta yaşayan ayıların rengi beyazdır.
Kaktüs: Kaktüslerin köklerinde suyu emici özellik bulunduğu için gövdesinde su depolar. Kaktüs yaprakları, bir zaman sonra diken şekline döner. Diken şekline dönen kaktüs yaprakları, terlemeyi en aza indirerek su kaybını önlemektedir.
Ahtapot ve Bukalemunlar: Bu canlılar, kendilerini korumak için çevrelerinin durumuna göre renk değiştirme özelliğine sahiptir. Bu şekilde kamufle olarak hayatta kalma mücadelesi şansını arttırırlar.
Develer: Develerin çöl fırtınalarından kötü olarak etkilenmemesi için burun ve kulakları kıllı bir yapıdadır.
Adaptasyon Canlılar İçin Avantajlı Mı?
Canlılarda adaptasyon konusunu incelerken var oluşla ilgili bazı soru işaretlerine değinmek isteriz. Canlıların geneline baktığımız zaman bazılarının neden var olduğunun bir anlamı varken, bazı kısımların da neden hala olduğu konusunda net bir bilgi yoktur. Yani canlılar neden var sorusunun aslında birden fazla cevabı bulunmaktadır.
Bu durumun birbirinden farklı nedenleri olabilir. Yani bir özellik daha önceki dönemlerde faydalıyken, günümüzde artık faydasını kaybetmiş olabilir. Faydası olup da faydasının bilinmediği canlılar da mevcuttur. Canlılarda bulunan özellik, farklı bir özelliğe bağlı olacak şekilde faydalıdır ya da değildir. Bazı özelliklere baktığımız zaman belirli şartlarda meydana çıkabilirken; henüz o şartlarla karşılaşmadığı durumlar da söz konusu olabilir.
Canlıların Adaptasyon Örneklerine Genel Bir Bakış Açısı
Galapagos Ada’larına baktığımız zaman deniz igunaları, denizlerde yaşayan tek otçul sürüngenler olarak bilinir. Bu sürüngen canlılar, karada yiyecek bir şey bulamadığından dolayı denizlere doğru yönelerek deniz canlıları tüketmeye başlamışlardır. Dolayısıyla otçul olan bu canlılar, et yemeye başlayarak bu özelliği kazanmaya başlamışlardır. Ama bu özellikleri zaten daha önce de var olduğu için sonradan karşılarına çıktıktan sonra ortaya çıkmaya başlamıştır. Aynı adada yaşayan kaplumbağalar için de örnek verecek olursak, yiyeceklerini ağaçlardan elde eden bir türdür. Ama kaplumbağalar da farklı adaptasyonlara baş göstererek hayatta kalma mücadelesi vermeye başlamıştır. Dolayısıyla da genetik varyant biçimleri rastgele olarak geliştiğinden dolayı canlıların çevresi de sürekli olarak değişim içerisinde olduğu adaptasyonlar geçici bir süreçtir.