Bireylerin kendi yetkinlik ve potansiyellerinin farkına varması, kendilerine uygun olabilecek mesleği belirlemeleri konusunda oldukça önemlidir. Bunu durumu daha açık bir şekilde ifade etmek gerekirse; Sosyal Bilimler alanında yeteneği olan bir bireyin Mühendislik alanında bir meslek edinmeye çalışması ya da el becerisi olmayan birinin el sanatlarına yönelmesi, hem birey açısından hem de edineceği meslek bakımından başarısız bir şekilde sonuçlanmasına neden olur. Her insanın birbirinden farklı yeteneği mevcuttur. Bu yeteneklerin doğru bir şekilde yönlendirilmesi halinde ise başarı kaçınılmazdır. Söz konusu bu yetenekleri genel bir çerçevede kategorize etmek gerekirse sözel, sayısal, duyusal, el becerisi olarak nitelendirilebilir.
Dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta, kişinin üniversitede okuduğu bölümle ilgili bir yerde staj yapması ya da çalışması mesleğine ve mesleki gelişimine büyük katkılar sağlayacaktır. Dolayısıyla birey, kendi yeteneğini ve sevdiği alanın farkına varır, kendine uygun olan mesleğe yönelir ve tüm hayatını olumlu yönde etkileyeceğinin farkına varmaya başlar. Böylelikle hayatlarını yalnızca iş ile değil hobilerini de beraberinde yapmış olurlar. Aynı zamanda hayatları boyunca severek yaptıkları bir iş sahibi olurlar.
Meslek Seçimi ve Önemi
Meslek seçimi konusunda bireylerin oldukça dikkatli ve özenli olması gerekir. Çünkü kişinin seçmiş olduğu meslek, hayatının önemli bir kısmında etkin bir şekilde rol oynayacaktır. Bireylerin kendi kişisel özellikleri ve yetkinlikleri dâhilinde meslek seçimleri aynı zamanda bireylerin birçok anlamda daha pozitif olmalarına neden olmaktadır. Ancak bu durumun tam aksi olması halinde bireylerin birçok anlamda negatif olması kaçınılmazdır. Bu bağlamda ise bireyler meslek seçimi noktasında her türlü destek ve görüşü almalı ve ona göre adım atmalıdır. Meslek seçimi genellikle lise dönemlerinde karar aşamasında olsa da üniversitede tam olarak netleşmiş olur. Bu çağlara kadar bireylerin kendilerini tanıma ve potansiyellerini keşfetme dönemlerinin etkileri söz konusudur. Sıkça rastlanan senaryolardan biri de üniversitede okunan bölümün meslek olarak yapılmaması ve kişinin farklı alanlara yönelmesidir. Çevremizde duyduğumuz 3 üniversite bitiren kişiler, 5 üniversite bitiren kişiler genel kültür dışında bir istek ile birbirinden bağımsız bölümler okumuşsa, o bireyin kendi mesleğini hâlâ belirlememiş olmasından ileri gelebilir. Çünkü Beslenme ve Diyetetik Bölümünden mezun olan birinin sonradan Makine Mühendisliği okuması ve yine Beslenme ve Diyetetik Mesleğine devam etmesi onun kararsızlığından ileri gelirken, aynı zamanda kendini geliştirmek istediği meslekte yavaşlamasına neden olur.
Meslek Seçiminde Dikkat Edilmesi Gerekenler
Meslek seçiminde dikkat edilmesi gereken en önemli nokta ise meslek seçimi konusunda oldukça hassas olunmalıdır. Çünkü kişinin, meslek seçiminde en fazla yaptığı hata, kendine uygun olmayan bir mesleği farklı sebeplerden dolayı tercih etmesinden kaynaklanır. Söz konusu bu sebeplerin başında maddi sebepler gelmektedir. Ancak bireye uygun olmayan bir meslek seçimi, mesleğin uzun vadede yapılmasına imkân sağlamamasının yanı sıra; bu süreç içinde bireyin oldukça mutsuz ve negatif bir yapıya bürünmesini sağlar. Öte yandan mesleklerin istihdam alanlarının detaylı bir şekilde araştırılması gerekmektedir. Örneğin, oturarak çalışmayı sevmeyen birinin ofiste çalışması onu mutsuz ve pasif hale getirecektir. Ya da sahada olması gereken bir işte çalışmak istemiyorsa, bu meslek seçimi onun yorgun düşmesine ve işe gitmek istememe Sendromuna yol açabilir. Dolayısıyla herkes kendine uygun mesleği seçerken oldukça dikkatli davranmalı ve doğru adımlar atmalıdır.
Geleceğin meslekleri olarak görülen meslekler incelenmeli ve kişinin kendine uygun olan mesleği seçmesi gereklidir. Bir diğer önemli nokta ise edinilen mesleği sadece tek bir meslek olarak düşünmek yerine diğer meslek alanları ile kesişim noktalarına ve etkileşimlerinin takip edilmesi gerekir. Edinilen mesleğin derinlik kazanması ve mesleği yapan kişinin bu meslekte uzmanlaşması, ilerlemesi oldukça yarar sağlar. Meslek seçimi noktasında muhtemel en büyük etkenlerden biri olarak görülen aile ve çevre ise bu noktada önemli belirleyiciler arasındadır. Genelde aile tarafından etkin bir şekilde belirlenen meslek ve bireye bu konu ile ilgili söz hakkı tanınmaması, kişiye dayatılan meslek dalında başarısız olmasına neden olabilir. Bunun yanı sıra geçmişte yaşanan bazı senaryolarda, birey kendisine dayatılan mesleği bir süre sonra bırakarak belirsizlik sürecine girer ya da mutlu olduğu mesleğe yönelmeye başlar.
Mesleki Girişimcilik
Bireyin kendi yetenek ve potansiyellerine uygun bir biçimde seçmiş olduğu meslekte başarılı olması kaçınılmaz bir sonuçtur. Birey bu başarısını arttırmak adına mesleki açıdan ilerlemeye çalışır. Ancak bu ilerleme için risk almalı ve girişimlerde bulunulmalıdır. Yapmış olduğu girişimler dâhilinde birey, mesleki açıdan ilerleme kaydetmesinin yanı sıra mesleğine de ciddi ölçüde katkı sağlar. Mesleğin önem ve güncelliğinin korunmasının sağlaması ile birlikte kişi, mesleğine karşı olan sorumluluğunu da yerine getirmiş olur. Örneğin, garsonluk yapan bir kişi, işini sahiplenmeden yapar ve bunu sadece “harçlık almak” olarak görürse o işte ne kendisini ne de hizmet ettiği kişileri memnun edemez. Hayat şartlarından dolayı sevdiği işi yapana kadar belirli bir yol kat etmesi gerekiyorsa bile geldiği yolları ilmek ilmek dokumalı ve amacına ancak bu şekilde ulaşacağını unutmamalıdır. Çünkü çalışma hayatı ve Okul hayatı aynı şeyler değildir. Okul hayatında devamsızlık hakkı söz konusuyken, iş hayatında kişiye verilen belirli sorumluluklar vardır. Elbette okul hayatında da yapılması gereken birtakım ödevler, sorumluluklar mevcuttur. Fakat unutulmaması gereken en hassas nokta ise okul, belirli bir zamandan sonra biter. Fakat meslek hayatı kişinin ömrünün sonuna kadar yapacağı iş ve hayatının bir parçasıdır. Mesleki girişimcilik, önemli sorumlulukları beraberinde getirir. Birey bu sorumlulukları, mesleğini kendine uygun bir biçimde seçtiğinde, sorumluluk kısmını rahatlıkla yerine getirebilir.