Orhan Pamuk “Yeni Hayat” kitabında der ki “Bir kitap okudum hayatım değişti.”. Aslında çok anlamlı bir ifade. Özellikle kitap kurdu insanlar bilirler ki okudukça yaşamları anlam kazanır. Yaşamı daha iyi algılar, karşılaştıkları sorunu daha kolay çözebilmektedirler. İnsanın yaşama anlamlı başlaması, kendisine erken yaşlarda bir yol haritası çizmesi geleceğinde birlikte olduğu insanları daha iyi daha doğru daha güzel görmesinin yollarını aramasını sağlayacak düşünme gücü katacaktır. Kitapların, kendini, ortamını, ülkeni, öteki ülkeleri, yer altı yer üstü zenginlikleri gökyüzünü size tanıtacaktır. Kitap insan kişiliğini, karakterini ve doğrularını tanıtacak, geleceğe yeni ufukların açılmasını sağlayacaktır.
“Bilginin insana verdiği mutluluk ne para ne de servet ile sağlanabilir.” özdeyişinin önemini ancak bunu yaşayanlar bilir. E. Gibban “Okumayı hiçbir servetime değişemem.” ifadesi ile yaşamdan aldığı tadı vurgulamaktadır. İbn-i Sina gibi dünyaca ünlü bilgin “Gecelerim hep okumakla geçerdi.” diyor. Katip Çelebi “Mumlar tükenir, güneş doğar ve ben hala okurdum.” diyerek okuma alışkanlığını ortaya koymaktadır. Montesquie ise “Okuma ile üzüntülerimi gideriyorum.” diyor. Ünlü kimya bilimcisi Madam Curie, bütün yoksulluğuna karşın geceleri sokak lambaları altında ders çalışarak eğitimini tamamladığını belirtiyor yaşam öyküsünde.
Gelişmiş Ülkelerde Okuma Alışkanlığı Bir Yaşam Biçimine Dönüşmüştür
Sık sık Batı ülkelerini ziyaret eden öğrenciler ve yetkililerin hayran kaldıkları bir olgu, bindikleri toplu taşıma araçlarında gördükleri okuyucu kitlesinin çokluğudur. Otobüs veya trende herkesin elinde bir kitap iki durak arasını bile değerlendirmesi takdire şayan bir örnektir. Parkta, bahçede, tatilde, deniz kenarında, yemekhanede, boş anda kitaplar açılıyor ve bir sayfa da olsa okunuyor. Özellikle Doğu Avrupa ülkelerinde halen kitapçıların önünde sepetleri ile kitap satın almak için kuyrukta bekleyen insanlara sıkça rastlamaktayız. Bir başka örnek ise Lizbon’da her sabah ücretsiz dağıtılan 15 sayfalık tabloit türü gazete; yerel yönetimin faaliyetleri, genel haberler, sağlık, reklamlar, hava durumu vs. hakkında her şeyden önce insanların trende ve metroda bir durak da olsa otururken genel bir bilgi sahibi yapmaktır. Ayrıca bazı Batı ülkelerinin üniversitelerinde günlük veya haftalık “Kampus” gazetesi belirli noktalara yerleştirilen kumbaralarda ücretsiz alınabilmektedir. Hep yurt dışına çıkanlarımız sık sık belediye otobüslerinde kitap okuyan insanların davranışlarını gıpta ile izlediklerini söylerler. Nedense hep söyleriz ancak kendimiz okumayız. Bu konuda biraz kötü bir örnek olduğumuzu söyleyebilirim. Sanırım biraz “mış” gibi yaşıyoruz. Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu “Mış Gibi Yaşamak” adlı kitabında dünyadaki gelişimlerin tersine bizde okumuşların olayların farkına varılabilirlik konusunda sıradan insandan daha geri olduğunu ve güven vermediğini belirtiyor.
Okuma Alışkanlığı Kazandıralım
Yapılan bütün araştırmalar, erken dönemde okuma alışkanlığı kazanan çocukların kelime hazinesi ve düşünme yeteneği artmakta buna bağlı olarak yaratıcı zekâ, dinleme konuşma yeteneğinin geliştiği belirtilmektedir. Benim de kendi gözlemim okuma alışkanlığı olmayan kişinin istediği kadar derece alsın, makam ve mevkiye gelsin, alternatif düşünme, yaratma ve farklılık yaratma konusunda yetersiz olduğu görülmektedir. Kitap insanın kişiliğini, karakterini ve doğrularını tanıtmak, geçeğe yeni ufukların açılamasını sağlaması bakımından önemli. Kitap ve bilgi yaşamı gönül gözü ile görülmesini sağlayarak iç zenginlik yaratması bakımından önemlidir. Gallius, “Kitaplar sessiz öğretmenlerdir.” diyor. Bazen toplum eğitimi için bazı teknikler geliştirerek okuma alışkanlığı kazandırabiliriz
Eğitilmiş İnsanlara Toplumu Aydınlatma Görevi Düşüyor
Batıda gördüğümüz gibi başta aydınlarımız, öğretim üyeleri, öğretmenler, mühendisler, doktorlar, okuma zevkini topluma benimsetmek isteyen tüm kişilerin örgütlenmesi ve topluma örnek olmasının yolları aranmalıdır. Herkesin yanında kitap bulundurması ve bir dakika bile zamanı olsa kitap okumaları örnek bir davranış olacaktır. Özellikle Batıda trende ve otobüslerde insanların oturur oturmaz kitabını açma alışkanlığını ülkemize benimsetmek için örnek oluşturalım. Özellikle gençler için okumanın öneminin beyin gelişimi ve düşünme sistematiğinin kazanılması açısından önemlidir. Gençliğin erken dönemlerde okuması ve dağarcığını doldurması ve edindiği bilgi ile geleceğinin yol haritasını çizmesi sağlıklı bir Türkiye için son derece önemlidir. Evde mutlaka her akşam çocuklarımızın yanında kitap okuyarak örnek olmamız gerekir. Gerekirse biraz da TV ekranlarını çok önemli programların olduğu saatlerde izleyelim, yoksa her saatte TV izlemenin gerekli olamadığını gösterelim. Bizleri zenginleştirecek kitap okuma kursları düzenleyelim, çevremizdekileri bu sürece teşvik edelim, kitap üzerine sohbetler yapalım. Bir şekilde kitap sevgisini birbirimize aşılamaya çalışalım. Bize bu şekilde yaşamak yakışır.